Hangi Şehirlerin Müzeleri Ne Kadar Ziyaret Ediliyor?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçtiğimiz günlerde 2015 yılının ilk 9 ayı için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müze ve ören yeri ziyaretlerine dair istatistikleri açıkladı. İstatistiklere göre 2015’in ilk 9 ayında müzeleri ve ören yerleri hiçbir şekilde (ücretli veya ücretsiz) ziyaret edilmemiş olan 3 şehir var; Bartın, Mardin ve Sakarya. Sadece ücretsiz ziyaretçi almış olan, yani kimsenin ücret ödeyerek ziyaret etmediği müze ve ören yerlerine sahip şehir sayısı ise 17. Bu şehirler, Adana, Bilecik, Bitlis, Bolu, Çankırı, Düzce, Elazığ, Gümüşhane, Karaman, Kırklareli, Kilis, Malatya, Ordu, Rize, Tekirdağ, Tokat ve Yozgat.
TÜİK’in verilerine göre 10 ve daha fazla müze ve ören yerine sahip 8 şehrimiz var. Bu sıralamada başı çeken, 28 müze ve ören yeri ile Muğla. Muğla’yı 23 müze ve ören yeriyle Antalya takip ediyor. İzmir, Mersin ve Nevşehir’de 19’ar, İstanbul’da 14, Aydın’da 11, Konya’da 10 müze ve ören yeri bulunuyor.
Çok sayıda müze ve ören yerine sahip olmak bu mekanların çok fazla ziyaret edildiği anlamına gelmeyebiliyor. Örneğin, en çok müzeye ve ören yerine sahip olan Muğla, son 9 ayda müze ve ören yerlerini ziyaret eden toplam kişi sayısı bakımından İstanbul, Antalya, İzmir, Nevşehir, Konya ve Denizli’nin gerisinde kalmış durumda. Üstelik en yakın rakibi olan ve yalnızca 5 müze ve ören yerine sahip olan Denizli 1,9 milyon ziyaretçi çekmişken, Muğla’da bulunan toplam 28 müze ve ören yeri aynı dönemde sadece 761 bin ziyaretçi çekebilmiş.
Ziyaretçi rekoru, ücretli ve ücretsiz toplam 7 milyon ziyaretçi ile İstanbul’a ait. Yüksek nüfusu, yüksek yerli-yabancı turist çekme kapasitesi ve müzelerinin popülerliği göz önünde bulundurulduğunda İstanbul’un ziyaretçi sayısı bakımından başı çekiyor olması şaşırtıcı değil. Fakat burada dikkat etmek gereken nokta, bu ziyaretçilerin çok büyük bir bölümünün İstanbul’daki 2-3 müzeye dağılmış olması. Geri kalan müzeler ise ziyaretçi pastasının oldukça küçük bir bölümünü kendi aralarında paylaşmış durumdalar. İstanbul’da ziyaretçilerin büyük bölümünü çeken ve İstanbul’un ziyaretçi sayısı bakımından diğer şehirler arasında öne çıkmasını sağlayan en önemli 2 müze Ayasofya Müzesi (2,8 milyon ziyaretçi – İstanbul’daki toplam ziyaretçilerin %39’u) ve Topkapı Sarayı (2,6 milyon ziyaretçi – İstanbul’daki toplam ziyaretçilerin %37’si). Bu müzeleri İstanbul’daki ziyaretçilerin %10’unu (700 bin ziyaretçi) çekmiş olan Topkapı Sarayı Harem Dairesi takip ediyor. İstanbul’daki diğer 11 müzenin ziyaretçi sayısı ile oldukça düşük.
Belli başlı müze ve ören yerlerinin öne çıkıp diğerlerinin geri planda kalması durumu sadece İstanbul’a has bir durum değil. Toplam 19 müze ve ören yerine sahip olan ve 9 aylık dönemde bu müze ve ören yerleri toplam 2,3 milyon ziyaretçi çekmiş olan İzmir’de de ziyaretlerin %60’ı tek bir ören yerine, Efes’e yönelmiş durumda. İzmir gibi 19 müze ve ören yerine sahip olan Nevşehir için de benzer bir durum geçerli. Şehirdeki toplam 2,2 milyon ziyaretçinin %37’sini Göreme Açık Hava Müzesi ziyaretçileri oluşturuyor. Geri kalan ziyaretçiler ise çok daha düşük oranlarla diğer 18 müze ve ören yerine dağılmış durumda. Ziyaretçi dağılımları bakımından en çarpıcı örneklerden biri de Konya. Toplam 10 müze ve ören yerine sahip olan Konya’da, toplam 1,9 milyon ziyaretçinin 1,8 milyonu, yani %95’i Mevlana Müzesi’ne ait.
Özetle, Türkiye’de en çok turist çeken, en kalabalık nüfusa sahip şehirlerimizde bile, sahip olduğumuz kültür mirasının sergilendiği mekanların birçoğuna yeterli ilgi yok. Bunun sebebi, yerli halkın ve turistlerin müze ve ören yeri ziyareti yapmayı tercih etmemeleri değil. Zira yeterince popüler olan müzeler yüksek sayıda ziyaretçi çekebiliyor. Demek ki, talep tarafında belli bir potansiyel var. Bu potansiyelden tüm müze ve ören yerlerinin yararlanabilmesi için, bu mekanların her birinin yönetimi için kültür yönetimi uzmanlarından oluşan, kültür mirası ve kültür turizmi alanında izleyici geliştirme stratejileri üretebilen ekipler oluşturulması gerekiyor.